Sûrenin Adı
İlk kelimesi, sureye ad olarak verilmiştir. Bu surenin ikinci adı birinci ayette geçen el-melaike'dir.
Nüzul Zamanı
Surenin ne zaman nazil olduğu ancak muhtevasından tahmin edilebilmektedir. Bu sure, muhtemelen Mekkeli müşriklerin şiddete başvurdukları, aynı zamanda İslam davetini önlemek ve Allah'ın Rasûl'ünü (s.a) mağlub edebilmek için, hiçbir hileden geri kalmadıkları dönemde, yani Mekke döneminin ortalarında nazil olmuştur.
Konu
Bu sure şöyle özetlenebilir: Allah, Mekke toplumunun ileri gelenlerini davete karşı olan tutumlarından dolayı ikaz etmekte ve onlara bir nasihatçı, bir öğretmen gibi hitab etmektedir; "Ey akılsızlar! Bu peygamber iyiliğiniz için sizlere İslam'ı anlatmaya çalışırken siz ona kızıyor ve onu çeşitli hilelerle yalanlamaya kalkışıyorsunuz. Bu davetin size bir zararı mı var? Oysa siz ona zarar veremezsiniz. Peygamber'in (s.a) size ne anlatmaya çalıştığını hiç düşündünüz mü? O halde bunda tuhaf olan nedir? O size şirkten kaçınmanızı söylemektedir. Biraz düşünün, bu kâinat nizamında şirke yer var mıdır? Fakat sizler Allah'a şirk koşuyorsunuz. Peygamber (s.a) size Allah'ın birliğini tebliğ ediyor, biraz düşünün, yeri ve göğü yaratan Allah'tan başkası bu sıfatları taşıyabilir mi? O, size bu dünyada başıboş bırakılmadığınızı, sonunda Allah'a döneceğinizi ve yaptıklarınızdan hesaba çekilerek, hesabın sonunda ceza ve mükâfat göreceğinizi söylemektedir.
Bunda şaşıracak ne var? Kâinatta herşeyin aslına rücu ettiğini görmüyor musunuz? O halde sizin dönüşünüz niçin mümkün olmasın? Allah sizi bir damla sudan, nutfeden meydana getiriyorken, sizi ölümünüzden sonra diriltmesi niye zor olsun? İyilik ve kötülüğün bir olmaması gerektiği, akla daha yatkın değil midir? Düşünün bir kere; iyi bir kimseye mükâfat, kötü bir kimseye ise ceza vermek mi daha makuldur, yoksa ölümden sonra toz olarak hiçbir karşılık görmemek mi? İşte size bu gerçekleri anlatan Peygamber'i (s.a) reddetmekte ısrar eder, sahte tanrılara tapmakta ve sorumsuzca hayat sürmekte devam ederseniz, zararlı çıkacak olan yine sizler olursunuz. Peygamber (s.a) için hiçbir zarar sözkonusu değildir. Çünkü onun vazifesi sadece tebliğ etmektir ve o da bu görevini yapmıştır."
Burada Allah, Rasûlüne (s.a) "üzülme senin görevin sadece tebliğ ve nasihat etmektir" diye hatırlatmaktadır. "Sen inkarında ısrar eden kimseleri düzeltmekle mükellef değilsin. Sen üzülmeden tebliğine devam et, hidayeti kabul eden ve tebliğe kulak verenlere yönel."
Bu surede müminlere, "İmanları artsın ve böylece Allah'ın vaadettiklerine olan güvenleri daha da sağlamlaşsın" diye, hakikatler tekrar tekrar bildirilmektedir.
Kaynak: Mevdûdî - Tefhimu'l Kur'an